Tanım:
Konuşma sesi bozuklukları bir çocuğun kendi dillerinin seslerini/ses kalıplarını öğrenme, telaffuz etme veya kullanma güçlüğünü içeren bir güçlük alanıdır. Aynı yaş grubu için beklenen şekilde konuşamaması, beklenenden daha fazla ses hatası yapması çocuğun bu yönden risk taşıdığını göstermektedir.
Genel olarak çocuğunuz 4 yaş ve üzerindeyse ve akranlarına göre konuşması daha az anlaşılıyorsa bu problemden şüphelenebilirsiniz.
Dikkat edilmesi gereken kriter çocuğun aile içinde değil aile bireyleri dışında kişilerce anlaşılır olmasıdır.
Konuşma sesi bozuklukları yoğunluğuna ve süresine göre bazı durumlarda dikkat eksikliği, öğrenme güçlükleri gibi altta yatan bazı güçlüklerin de göstergesi olabilmektedir.
Nedenler ve Sınıflandırma:
Organik veya işlevsel kökenli olabilir.
- Organik kökenli olanlarda sorun altta yatan nörolojik/motor, yapısal veya duyusal/algısal bir sebepten kaynaklanmaktadır.
- Fonksiyonel konuşma sesi bozukluklarında sorun konuşma seslerinin motor üretimi ve konuşma üretiminin fonolojik yönleriyle ilgilidir. Bu bozukluklar artikülasyon bozuklukları ve fonolojik bozukluklar olarak adlandırılır.
Artikülasyon bozuklukları tekil konuşma seslerinin üretimindeki hatalara (örneğin, /s/ sesinin yanlış üretimi, r sesisin yanlış üretimi gibi)) odaklanır.
Fonolojik bozukluklar ise birden fazla sesi etkileyen öngörülebilir, kurala dayalı hatalara (örneğin önleştirme, duraklaştırma, durak sürtünmelileştirme, son ünsüzün düşürülmesi gibi) hatalara odaklanır.
Çocuğunuzun ses hatalarının tipi, kökeni ve ele alınması gereken hedefler dil ve konuşma bozuklukları uzmanı ile planlanmalıdır.
Görülme Sıklığı:
Okul öncesi çocukların %10-15’inde, okul çağındaki çocukların %6’sında Konuşma Sesi Bozukluğu görülmektedir. Türkiye’de yapılan araştırmalarda KSB’nin yaygınlık oranı %5.6 olarak bulunmuştur. Bu çocukların 2/3’sinin erkek olduğu bilinmektedir (https://www.dktd.org/tr/konusma-sesi-bozukluklari-calisma-grubu-p).
Sosyal ve Duygusal Etkileri:
Bu güçlüğü yaşayan çocuğun oyun oynarken ya da derste söz aldığında arkadaşları ve öğretmeni tarafından söyledikleri anlaşılmıyor olabilir. Bu durum çocuğun katılımını etkilemektedir. Çocuk oyunda doğal şekilde davranamama, kabul görmeme veya akademik performansını gösterememe riskleriyle karşı karşıyadır. Bu tablo da çocukta benlik gelişiminin önemli parçası olan girişkenlik ve özgüveni etkileyebilmektedir. Ayrıca okuma-yazma becerilerinin edinimi sırasında gecike ve hatalarla da ilişkili bir tablo oluşabilmektedir
Terapide Neler Yapılır?
Terapi yöntemi seçilirken bireyin yaşı, ses hatası çeşitleri, öğrenme stilleri dikkate alınmaktadır.
Tek tek sesler hedef alınabildiği gibi aynı fonolojik niteliğe sahip ses örnekleri üzerinde çalışmak da seçilebilir.
Terapi odasında edinilen seslerin okul, oyun ve mesleki yaşama aktarılması da terapi sürecinde ele alınmalıdır.
Dikkat!Oral motor egzersizler olarak bilinen uygulamaların bu problemde etkili olduğuna dair kanıt bulunmamaktadır. Yani üfleme yaparak, yanak şişirerek konuşa seslerinin üretimi tedavi edilemez. Konuşma sırasında beyinde aktive olan yerler ile üfleme vb. hareketler sırasında aktive olan yerler farklı yerledir. Anadil seslerinin yanlış üretimi kas güçsüzlüğü gibi faktörlere bağlı olmayabilir. Bu sebeple de oral motor egzersizleden kaçınmak gereklidir.